Baykal Erdoğan'a cevap verdi: Rüşveti alan da veren de melundur
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin açılışlarına katılmak için geldiği İzmir'de pankartlar, çiçekler ve folklor giysili çocukların sevgi gösterileriyle karşılanan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, otobüsle kent turu attı. Partililerle kahvaltılı toplantının ardından Sarnıç ve Gaziemir altgeçitlerinin açılış törenine katılan Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi.
Türkiye'yi huzura, barışa kavuşturması için iyi niyetle oy verilen AKP'nin fırsatı iyi kullanamadığını belirterek ekonomideki olumsuzluklara değindi. Baykal, ?Bugün, istikrar, uyum yoksa, gerginlik, çatışma varsa sorumlusu ülkenin kaderinin emanet edildiği insanlardır. 90 katrilyon lira (90 milyar YTL) tüketici kredisi borcu var. Belediyeler borçlu, devlet borçlu. Ülke geleceğinden yiyor? diye konuştu.
Tıynetinde var
Erdoğan'ın tek derdinin CHP ve kendisinin olduğunu belirten Baykal şunları söyledi:
?Sağ iktidarlar nedeniyle 70 cent'e muhtaç olan bir dönemde Başbakan, ?Ben mazot alırken rüşvet verdim' diyor. Böylece Baykal'ı suçlamaya çalışıyor. Senin tıynetinde (mizaç, karakter) rüşvet vermek varsa Baykal sana ne yapsın? Rüşvet vermek de, almak da hukuken ve ahlaken aynıdır. İyi, tıynetinin (mizaç, karakter) gereğini yapmışsın. Başbakan, gözün varsa gör. Kulağın varsa duy. Kalbin varsa anla. Rüşveti alan da veren de melundur. Melun lanetli demektir. Yani lanetlenmişsin.?
Erdoğan'ın uzlaşma mesajlarına da değinirken uzlaşmanın temelinde Anayasa'nın bulunduğunu belirten Baykal şöyle devam etti:
Sen önce Anayasa'yla uzlaş
?Hepimiz eşitiz. Bu lafta değil. İşe girerken hangi mezhepten, tarikattan, aileden olduğuna bakılmaz, böyle bir ayrım yoktur. Siyasete bu ayrım sokulursa kardeşlik bozulur. İnançlar hiçbir zaman devlet uygulamalarına, mahkemeye, okula, sokulamaz.
Baykal ve CHP'yi bırak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile uzlaşmaya bak. Devleti kuran Mustafa Kemal Atatürk ile uzlaş... ?
Araf suresi 179. Ayet:
?Andolsun biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da sapkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.?